Sözlerim
Hiçlikte ara bu garibi,
Garip, benliği aşalı çok oldu.
Aşk ile yandım küllendim,
Hakk’a doğru savruldu.
Gönlüm bir dergâh-ı muhabbettir.
Aşkla dolu, sevda ile mütehayyir.
Her zerresinde aşkın işaretini,
Dolaşırken ararım seni her yerde.
Kalbsiz nazarın ateştir canıma,
Ben aşkı ararken yandım sanıma.
Gönül dedim, o nefsiyle konuştu,
Sükût ettim, her sözü kurşun gibi düştü.
Hal bilmez oldular aşkı sorunca,
Ben Hakk’a yürürüm, o yol sorunca.
Bir bakışla gönlüm viraneyken,
Ne bilsin aşkı kalbi ölmüşken?
Ehl-i Aşk kapıdır, Hakk’a varana,
Mâsivâyı silip özde durana…
Can kül olmadan sır açılmaz ki,
Aşk ile yanmayan kalır zindana.
Her bir ayetten nice manalar saçılır; lakin sende bu hikmete erecek bir gönül var mıdır?
Ya imtihan olacaktın, ya sevda… İkisini de yaşamaya razı oldum.
Bir canda kayboluş, bir bakışta derinlik, bir kalpte arayışı başlattın sen, ey gönül!
Aşk yolunda tefekkür derin bir denize dalmak gibidir. Kalp gözü ile bakıp zerreyi görmek Hak gözü ile bakıp manayı görmek lazım gelir.
İnsan nefsin esiri olduğu sürece kalbi gölgeye düşer gittikçe karartır güzellikleri öldürür.
Ey can, ilmin faziletini kulun üzerinde apaçık görseydin; ilim okyanusunda bir arayışa koyulurdun…
Sözlerim, sadece kelimelerden ibaret değil, ruhumun yansımalarıdır; çünkü sırlar, sadece kalplere sığacak kadar derindir.
Kalbi dar olanın gölgesi geniş olmaz; hasetlik tohumu eken, ne bu dünyada ne öte dünyada rahmet bulamaz.